8 Kasım 2014 Cumartesi

KELEBEĞİN ÖMRÜ

KELEBEĞİN ÖMRÜ
Hiç düşündünüz mü insanın kelebeğe ne kadar da çok benzediğini? Allah’ın sıfatlarını bütün yaradılışımızda taşıyoruz. Peki bir tek insanoğlu mu taşır Allah’ın sıfatlarını? Hayır; bütün yaratılmışlıkta yüce Yaradan’ın bütün sıfatlarını görürüz aslında. Ben insanın dünyevi halini kelebeğin kelebek olmadan önceki haline benzetirim; yani tırtıla. Kendi kozamız içinde öreriz bütün yaşantımızı. Bütün ömrümüz kozamız içinde geçer. Olgunluk dönemimizde ise kozamızı yırtarız ve kelebeğe dönüşürüz.
Bir günlük ömürdür bizim bitmeyecek sandığımız devrimiz. Aslında bilmediğimiz; ömür dediğimiz yeni bir başlangıçtır. Ölüm bir son değil gerçek hayata açılan kapıdır. Ama ne yazıktır ki korkar insanoğlu o kapıdan geçmeğe. Hatırlamak istemez adını bile. Oysaki ne mümkündür hatırlamayarak bu muhteşem gerçekliği değiştirmek. Çoğu zaman duyarız birçok insanın ‘’ ölümü düşünerek normal bir hayat yaşanamaz’’ diyerek bu gerçeklikten kaçış ifadelerini. Böyle düşünenler kendilerini o yalancı kozalarının içine hapsetmişlerdir. Yırtamazlar bir türlü kozalarını ve kelebek olup günün sonunda kavuşmak istemezler kurtuluşlarına. Hep kendilerinden uzak zannederler ölümü. Oysaki gerçek yakın olandır. Ve yakın olan illa hâki gelecektir.
Bir rüyadır ömür. O rüyayı görür ve uyanırız.
‘’ Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gele şol göz açıp yummuş gibi ‘’
Yunus Emre
Ne güzel söylemiş Yunus Emre. Bir rüya süresi kadardır ömrü insanın. Ve illa hâki uyanacaktır insanoğlu o rüyadan. Bu gerçeği bile bile ne diye boşa harcarız ömrümüzü? Ömrünü boşa harcayanlar uyanmak istemezler işte bu rüyadan. Ve hesap gününde boşa harcanmış ömrün bakiyesinden korkarlar. O vakit yapmamız gereken, o yaklaşan uyanışa hazırlanmaktır.
‘’ Yaklaştı insanlara hesapları!
Ve onlar hala gaflet içinde yüz çevirip durmaktalar. ‘’
21 Enbiya Suresi Ayet 1
Nasıl hazırlanmalı bu uyanışa? Önce korkuyu yenip Yaradan’a yaklaşmalı. Tevekkül ile O’na bağlanmalı insan. Hayrın da şerrin de hikmetlerle dolu olarak Yaradan ‘dan geldiğini bilirsek tevekkül ile bakabiliriz her şeye, her yaşanmışlığa. Gözlerimizle sadece bakmak için değil, görmek ve gördüğünü anlamak için bakmalıyız. Sadece gözlerimizle değil, kalbimizle de görmeli ve anlamalıyız. Gördüklerimizle şükretmeli, anladıklarımızla tevekkül ve hissettiklerimizle de iman etmeliyiz.
‘’ Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah’a mahsusdur. Bütün işler O’a döndürülür. Öyle ise O’na kulluk et, O’na tevekkül et. ‘’
Hûd Suresi, Ayet 123
Mevlâ görelim neyler,
Hak işleri hayreyler,
Zannetme ki gayreyler,
Ârif ânı seyreyler,
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler…
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Dünyevî sıkıntı ve belâdan sonra o kişinin gönlünde Allah’ın  (C.C) tecelli ettiğini bilirsek isyan etmeyiz. Yaşanılan sıkıntının sebeplerini düşünürken içinde kaybolmak yerine, yapanın da yaptıranın da Yaradan olduğunu hatırlarsak, o vakit sıkıntıya baktığımızda belâ değil birçok hikmet görmeye başlarız. Gördükçe daha yaklaşırız Yaradan’a; yaklaştıkça daha çok anlarız; daha çok kabarır aşkımız. Dertler sıkıntılar ufalır küçülür yok olur gider. Gözümüzün her değdiği yerde bin bir ayetini ve hikmetini görürüz Allah’ın(C.C).  Ne için yaratılmış olduğumuzu, ne mükemmel yaratıldığımızı biliriz ve Allah’ın güzel sıfatlarını kulunda tecelli ettirdiğini hissetmeye başlarız. Kalbimizdeki korkunun kara lekesi dağılmaya başlar, gönlümüz de zihnimiz de berraklaşır. Korku yerini aidiyetlik duygusu ve büyük bir özleme bırakır. Artık insanoğlu için ölüm bir son değil bir başlangıçtır. İnsan korkmayınca ölümden özüne döneceği güne yani kavuşma gününe hazırlanmaya başlar itinayla. Bilir ki yanında dantel oyalı sabun kokulu beyaz mendiller gibi tertemiz amelini götürecektir evine. Bunu anlayan insan saklanmaz artık kozasında, yırtıp çıkmak ister, kelebek olup uçmak ister Yaradan’ına…
‘’ Her canlı ölümü tadacaktır.
Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz.
Sonunda bize döndürüleceksiniz. ‘’

21 Enbiya Suresi, Ayet 35


Sinem KARAKOCA

28 Ekim 2014 Salı

TEMİZ BESLENME VE SAĞLIKLI YAŞAM PROGRAMIM

Çoğu kereler ben de birçok hemcinsim gibi pazartesileri diyetlere başladım. Birçok diyet listeleri uyguladım. Diyetisyenlerle çalışmalarım, spor salonlarına gitmelerim de oldu zaman zaman.Küçük zaferlerim de oldu elbet ama bütün bunlar beni arzuladığım başarıya ulaştırmada yeterli olmadı. Üstelik ulaşmak istediğim hedefime yakınlaşmak şöyle dursun bir de baktım ki hedefimle aramda uçurumlar oluşmuş  :(  , amacımdan uzaklaşalı ise çoookk zaman olmuş :/  . Ama bütün bunlara rağmen umudumu yitirmedim. Ve yine yeniden  bütün cesaretimi toparlayıp bir kere daha yeni bir başlangıç yapmaya karar verdim. Ama bu sefer diğer girişimlerimden farklı olarak ne yapıyorsam hatta ne hissediyorsam sevabıyla günahıyla buloğumda yazmaya karar verdim.
Öncelikle hazırladığım programım için bazı çizelgeler oluşturdum:


Spor programımda bu sayfadan '''tık tık''  inceleyebileceğiniz egzersizleri uygulayacağım. Egzersizlerin oladığı günlerde ise yürüyüş ve pilates ile bu programı desteklemeyi düşünüyorum.
Yine kendi oluştırduğum kendi bünyeme uygun beslenme listemi uygulayacağım. . Örneğin dün ki yediklerim, içtiklerim ve yaptıklarım:
  • Sabah Kalktığımda: Bir gece önceden 1 brd. suya bir limon dilimi + bir çubuk tarçın koyarak beklettiğim suyu içtim.
  • Kahvaltı: Yarım saaat sonra 1 dlm. tam buğday ekmeği + 1,5 dlm beyaz peynir + bir yumurta + 4 zeytin (organik ve tuzsuz) + şekersiz çay
  • Öğlen: 1brd. laktozsuz yarım yağlı süt + 5 y.k müsli
  • Ara: 1 fincan türk kahvesi
  • Akşam: 4 adt. ızgara çinekop balığı + 1 dlm. sarı buğday ekmeği + az yağlı göbek salata.
Başlangıç için şimdilik bu kadar. Yarın ki yazımda görüşmek üzere..